SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

MENASİK BAHSİ

<< 2040 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى ح حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ عَنْ ابْنِ نُمَيْرٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ عَنْ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ يَأْتِي قِبَاءَ مَاشِيًا وَرَاكِبًا زَادَ ابْنُ نُمَيْرٍ وَيُصَلِّي رَكْعَتَيْنِ

 

İbn Ömer'den rivayet olunduğuna göre,

 

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bazan yaya, bazan da binitli olarak Küba'ya gelir (ziyaret eder)miş.

 

İbn Numeyr (bu hadisi rivayet ederken) "ve orada iki rekat namaz kılardı" (cümlesini) ilâve etti.

 

 

İzah:

Buharî, fadlu's-salat fî mescidi Mekke; Müslim, hac, Nesâî, mesâcid; Muvatta, sefer ; Ahmed b. Hanbel, II, 5, 30, 57, 58, 65, 73, 80, 101, 155.

 

Kubâ Mescidi İslâm tarihinde ilk inşa edilen ve Medine'nin güney batısında bulunan kare biçiminde bir mes-ciddir. Kırk metre eninde kırk metre boyunda ve altı metre yüksekliğinde olan bu mescidin içerisinde yirmi sütun bulunmaktadır. Mescid Osmanlı hükümdarlarından II. Mahmud tarafından hicrî 1210 tarihinde tamir edil­miştir.

 

Aslında bu mescit ismini avlusunda bulunan bir kuyudan almıştır. Mescidin bulunduğu beni Amr bin Avf yurdu olan köyde bu isimle anılır.

 

Daha önce geçen 2033 numaralı hadis-i şerifte, Mescid-i Haram, Mescid-i Resul ve Mescid-i Aksâ'nın dışında hiç bir mescide ziyaret için yolculuk yapılamayacağı ifâde edildiği hâide burada Resûl-i Ekrem'in ba­zan binitli bazan da yaya olarak gelip Kubâ Mescidini ziyaret edip gittiğinden bahsedilmesi,bu iki hadis arasında bir çelişki bulunduğunu göster­mez. Çünkü Kubâ ile Medine arasında sadece iki millik bir mesafe bulun­maktadır. O yüzden Medine ile Kubâ arasında yapılan bir gezintiye "yolculuk" denilemez. Dolayısıyla iki hadis arasında bir çelişkinin bulun­duğundan söz edilemez.

 

Kur'an-ı Kerim'de "Tâ ilk günden takva üzerine kurulan mescid, el­bette içinde namaza durmana daha uygundur"[Tevbe 108] aâyetiyle övülen mesci­din Kubâ Mescidi olduğu söylenmekte ise de, gerçekte âyet-i kerimede kasd edilen mescid, Mescid-i Resûl'dür. Nitekim şu hadis-i şerifler de bu gerçeği ifâde ve tey'id etmektedirler.

 

a. Birgün iki kişi; "Orada (Mescid-i Dırâr'da) ebediyyen namaza dur­ma! İlk günden beri takva üzere kurulan mescid elbette içinde namaz dur­mana daha uygundur' âyetinde geçen ikinci mescidin hangi mescid olduğu hususunda münakaşaya tutuştular. Birisi onun Küba Mescidi diğeri de Mescid-i Nebevî olduğunu ileri sürdü. Resûlullah (s.a.v.) de "O mescid işte benim şu mescidimdir" buyurdu.[Nesâî, Mesacid]

 

b. Ebû Said el-Hudrî dedi ki: "Zevcelerinden birinin yanında bulun­duğu bir sırada Resûlullah (s.a.v.)'in yanına girmiştim. Kendisine:

 

Ya Resûlallah! Takva üzere kurulan mescid iki mescidden hangisi­dir? diye sordum. Resûlullah (s.a.v.) bir avuç çakıl taşı alarak onları yere vurdu, sonra Medine Mescidini kast ederek:

 

"O bizim şu mescidimizdir" buyurdu.[Müslim, hac]

 

 

Açıklama:

1. Mescid-i Kubâ faziletli bir mesciddir. Resûl-i Ekrem'e uyarak orada namaz kılmak müstehabtır.

 

2. Yaya veya binitli olarak gidip orayı ziyaret etmenin fazileti büyük­tür. Nitekim bir hadis-i şerifte de şöyle buyurulmaktadır: "Kim evinden çıkar da, şu mescide, Küba mescidine gelerek namaz kılarsa umre yapmış gibi sevaba nail olur."[Nesâî, mesacid; İbn Macc, İkamet] Diğer bir hadis-i şerifte de şöyle buyurulmaktadır: "Kim güzelce abdest aldıktan sonra varıp da Kubâ Mescidinde dört rekat namaz kılarsa, onun bu hareketi bir köle azadetmeye denk olur."[Mecmeu'z-zevâid, IV, 11.] Her ne kadar senedinde Musa b. Ubeyde bulunduğu için bu hadis zayıf ise de, İbn Mâce'nin rivayet ettiği şu hadisle takviye edilidği için zayıflık­tan kurtularak hasen derecesine yükselmiştir. "Evinde abdest aldıktan sonra Küba Mescidine gelip de orada namaz kılan kimse için umre sevabı gibi sevab vardır."[İbn Mâce, İkâme]